Taha Ulukaya, 13 Mayıs Çarşamba günü gerçekleştirdiği İçeriğin Geleceği temalı online yayında yapımcı Bülent Turgut ve tecrübeli yönetmen Bobby Roth’u ağırladı. Filmler ve Filimler hesabından izleyicilere ulaşan yayında, Bülent Turgut ve müjdesini verdiği T-World Sinematik Evreni’nin ilk yapımı Altay’da birlikte çalıştığı Bobby Roth, sinema ve dizi sektörünün geleceği üzerine bir sohbet gerçekleştirdi.

Lost, Prison Break, Grey’s Anatomy ve Revenge gibi popüler Amerikan dizilerinde yönetmenlik yapan Roth, daha önce Filinta (2014-2016) ve Kalbimin Sultanı (2018) gibi yerli yapımlarda da yer almıştı. Son iki yıldır T-World Sinematik Evreni üzerine Turgut’la çalışmalar yürüttüğünü belirten yönetmen, sohbete dizinin çekimlerine başlamak için Covid-19 salgının bitmesini beklediklerini söyleyerek başladı. Turgut ise, salgın patlak vermeden önceki planın nisan ayında çekimlere başlamak ve haziran ayında da dizinin lansmanını yapmak olduğunu söyledi. Salgın sonrası güncellenen takvim iste şimdilik çekimlere ekim ayında başlanması ve dizinin 2021 martında seyirciyle buluşması olarak güncellenmiş durumda. Roth’un Altay’ın yalnızca ilk bölümünü yönetmekle kalmayıp evren dahilinde yaratılacak projelerin tamamında danışmanlık yapacağını ve ilk bölümlerini çekeceğini söyleyen Turgut, takvimin tekrar aksamamasını umuyor.

İçeriğin geleceği üzerine devam eden sohbette Roth, TV ve sinema sektörünün salgın dolayısıyla büyük bir duraksama yaşadığı ve önümüzdeki dönemde de ciddi bir küçülme beklentisi içinde olduğunu söyledi. Küçülen sektör içinde, kısıtlı zaman dahilinde kısıtlı bütçelerle kaliteli işler çıkarmaya çalışılacağını ve tam da bu nedenle yeni ve deneysel yönetmenlerdense zamanını ve ekibini kullanma konusunda tecrübeye sahip yönetmenlerin öne çıkacağı tartışıldı. Online yayın platformlarının sinema salonlarından seyirci çaldığını ve payını artırdığını; izleyicinin sinemaya yalnızca çok büyük yapımlar için gitmeye başladığını söyleyen Roth, piyasaya sunulan içerik sayısındaki artışın ve beklentinin karşılanabilmesi için yenilikçi alternatifler üretmek zorunda hissettiklerini belirtti.

Online platformlar sayesinde aynı anda dünyanın farklı noktalarında, farklı kültürlerden insanların aynı içerikle, sinemanın ve dizilerin evrensel diliyle buluşuyor ve küreselleşme kavramı, içerik üzerinden yeni bir boyut kazanıyor. Evrensel mesajları olan, merkezine insanı ve insanlığı koyan yerel yapımlar, dünya sahnesinde kendine kolayca yer bulabiliyor. Tam da bu farkındalığın yükselişe geçtiği bir dönemde bir yabancı olarak Altay gibi bir Türk yapımında yer almasının neden değer yarattığına değinen Roth, kendi geçmişinde en başarılı gördüğü işlerinde hep farklı kültürlerden profesyonellerle çalıştığını ve onların sağladığı “dışardan bakışın” işe evrensel bir soluk getirip kalitesini artırdığını söyledi. Öte yandan, hayatın normale dönmesi ya da en azından yeni bir normalin şekillenmesiyle birlikte oyuncusundan, senaristine, makyözünden teknik ekibine bütün ekibin bir araya gelip yarattığı sinerjiyi oluşturmanın, fiziksel bir aradalığı sağlıklı koşullarla sağlamanın yollarına odaklanmak gerektiğini kaydetti.

İçeriğin niteliği üzerinden yapılan konuşmalarda, son on yıllık dönemde film ve dizi kavramının birbirinin içine geçtiği ve nihayetinde, artan rekabetin kaliteyi artırdığı ve hangi kategoride olursa olsun nitelikli yapımların seyircinin dikkatini çektiği konuşuldu., TV dizileri tarihinde bir bölüme ayrılan en büyük bütçenin sahibi Game of Thrones örneğini veren Roth, yapımın her bölümünün hem karakter derinliği, hem senaryo kalitesi hem de teknik seviye açısından filmlerle yarışacak nitelikte varsa ve hazırlığınızı tam yaptıysanız, düşük bütçelerle de muazzam işlere imza atmanın mümkün olduğunu belirtti. Bu noktada, online platformların yaygınlaşmasıyla Amerika ve Avrupa’da doğan içerik ihtiyacının Türk dizileriyle giderildiğini kaydeden Turgut, Türk içerik üreticilerine sektörüne duyduğu güvenin altını çizdi.

Yayının tamamını Filmler ve Filimler Youtube hesabından izleyebilirsiniz. Şimdiden iyi seyirler!