Fotoğraf: Star TV
Başrollerinde Mehmet Ali Nuroğlu ve Almila Ada’nın yer aldığı Güvercin, 9 Şubat’ta yayınlanan dokuzuncu bölümüyle asıl suçluların kim olduğunu ortaya çıkardı. Artık yeni bölümlerle beraber diziye adını veren Güvercin lakaplı Zülüf’ün hikâyesine daha fazla odaklanacağız.
Dokuzuncu bölüm de dahil olmak üzere dizide her şey çok hızlı ilerliyor. Müslüm’le Nefise’nin evlenmesi, Zülüf’ün kuyuya atılması ve Celil, Kasım ve Kevsa üçlüsünün Ahmet Cibranoğlu’nu öldürmesi gibi birçok sahneyi henüz sindiremeden yeni bir konuya odaklanıyoruz. Seyirci olan bitene daha güçlü bir şekilde hakim olmaktansa empati kuramadan gelişigüzel bir şekilde Gaziantep’in gizli kapaklı olaylarına şahit oluyor. Örneğin Kenan’ın biyolojik annesi İsmihan’ın ortaya çıkışı gibi. İsmihan’ın Kenan’ın hikâyesini güçlendirmek için dizide adı geçen bir yan karakter olduğunun farkındayım ama birden diziye girip daha sonra sağlık problemleri nedeniyle yakın zamanda ayrılacak olması karaktere yakınlık kurmamızı engelliyor. Dolayısıyla her şeyin son derece çabuk gerçekleşmesi tam ana karakterlerin psikolojik sorunlarına daha geniş bir çapta bakacakken birden kolay bir matematik problemini çözüyormuş gibi hissettiriyor.
Para, şan ve şöhretin getirdiği gücün büyüsü altında ezilen Kevsa Hanım, yaşadığı şaşaalı konaktan kovulmasıyla beraber pek de lüks sayılmayacak bir otelde kalmaya başladı. Hanımağa etrafına yaşattıklarını yalnızlıkla ve beş parasızlıkla ödüyor. Kredi kartlarının bloke olması ve kalacak yer olarak kendisine sadece zamanında İsmihan’ı sürgüne yolladığı yerin verilmesi Gaziantep’in en güçlü kadını statüsünü sarstı. Artık kendisine yardım için uzanacak bir el bile yok. Nitekim yalnızlığı da cabası. Zamanında İsmihan’a bekçilik yapsın diye tuttuğu köyün muhtarı bile kendisine karşı. Ne oldum dememeli ne olacağım demeli. Başkalarına yaşattığı cehennem kendi sonu oldu.
Gaffur’un Celil, Kasım ve Kevsa üçlüsünün yalanlarını ortaya çıkarması Bedir’in masumiyetini kanıtladı. Her ne kadar Bedir Ağa’nın suçsuz olduğunu görsek de merhum Ahmet Cibranoğlu’yla kaçakçılık yapması ve kızını töre gibi gerici bir gelenek doğrultusunda birlikte olmak istemediği bir adamla evliliğe zorlamak kendisinin tıpkı kardeşi kadar günahkâr olduğunu gösteriyor. Kapitalist sistemin getirdiği mali sıkıntıların üstesinden kaçakçılık yaparak gelmeye çalışmak hem Kavvi hem de Cibranoğlu ailesinin başvurduğu bir yöntemmiş. Bölüm başından beri “Ben ailemin boğazından haram lokma sokmadım.” diyerek iyi bir insan olduğunun altını çizen Bedir Ağa’nın da artık ailesine bazı şeyleri itiraf etmesi gerekiyor. Bununla beraber masumiyetinin kanıtlanmasına rağmen bu bölümde doğru dürüst ne Bedir Ağa’ya ne de ailesine rastladık. Olaylar sürekli Kevsa Hanım ve Kenan çevresinde gerçekleşti. Kavvi ailesinin beraat etmesi çok sıradan bir durummuş gibi yansıtılınca seyirci de kendini dizinin içinde hissetmiyor.
İki aile arasındaki gerginlik en azından şimdilik gerçeklerin ortaya çıkmasıyla beraber sona erdi. Ama artık önümüzde başka bir sorun var: Kıskançlık. Kenan’ın eski doktor sevgilisi Zülüf’ün eşine olan güvenini sarsmaya başladı. Her ne kadar Zülüf duygularını belli etmekte zorlansa da bu Güvercin’in içinde bulunmak istediği bir durum değil. Öncelikle Zülüf’ün ve Kenan’ın hikâyeleri çok farklı. Bir yanda babasına iftira atılmasıyla kendisini yaşadığı çevreye karşı sorumlu hisseden ve küçüklüğünden beri toplum baskıyla yüzleşen bir kadın var. Diğer yanda ise biyolojik annesinin kim olduğunu tam da ölüm döşeğinde öğrenerek geçmişten beri hayalini kurduğu aile ortamını bulmuşken kaybeden bir adam karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla daha yeni yeni birbirleriyle derin ve sağlıklı ilişkilenmeye başlayan bir çiftin arasına aniden farklı bir kadın sokmanın doğru olup olmadığı tartışılır. Doktor İpek’in Kenan’la olan geçmişi hakkında hiçbir bilgimiz yok. Fakat evlendiğini bildiği eski sevgilisinin evine ansızın gelmek pek de doğru bir tavır değil. Söz konusu aşk olduğu zaman tüm mantıksal çıkarımlar gücünü kaybediyor. Tıpkı Özdemir Asaf’ın söylediği gibi: “Ne zaman imkânsızı seversin, işte o zaman gerçek seversin.” İpek de, birbirlerini zar zor bulmuş çiftin arasındaki kuvvetli sevgiyi yok sayarak, imkânsız bir aşkın içine kendisini sürüklüyor. Böyle bir sevgi için İstanbul gibi bir metropolü bırakıp Gaziantep gibi törenin hâlâ hüküm sürdüğü gelenekçi bir şehre gelmenin sorumluluğunu umarım kaldırabilir. Fakat yuva yıkanın yuvası olmaz. Eğer sevdiği adamın mutlu olduğunu görmek istiyorsa en kısa zamanda evine geri dönmeli.
Aşk sadece Zülüf – Kenan çiftinde değil Nimet – Ökkeş ikilisi arasında da kendini gösteriyor. Çocukluğundan beri annesinin gölgesi altında sevgiden uzak bir şekilde büyüyen Ökkeş, aradığı aile sıcaklığını Nimet ve öz oğlu Mutlu’nun yanında buldu. Sadece konsomatris olduğundan dolayı toplumda yer edinemeyeceğini sanan kadın, Ökkeş gibi sözü geçen birinin sayesinde hayatın getirdiği zorluklardan kaçabileceğini sandı. Fakat her şeye rağmen Ökkeş’e bir şans daha vermesi gerekiyor. Sadece Nimet’in de değil, dizideki herkesin bir şekilde Ökkeş’in kim olduğunu anlaması lâzım. Karşımızda annesinden gelen belli başlı komutları bir robot gibi eksiksiz yerine getirmesi istenen bir çocuk vardı. Onca sene psikolojik baskı ve manipülasyonlarla salt sevginin sadece filmlerde olabileceğini düşünen, hatta düşünmesine bile izin verilmeyen bir çocuk… Doğal olarak sevmeyi yeni yeni öğrenen birinin Nimet’e ve oğluna beslediği karşılıksız saf sevgiyi yoğun bir şekilde göstermesi beklenemez. İnanıyorum ki, zamanla birlikte Ökkeş de kendisini güzel bir şekilde ifade edebilecek seviyeye gelecek.
Şimdi de gelelim teknik analizlerimize;
9 Şubat günü dokuzuncu bölümüyle karşımıza çıkan Güvercin, 9 – 14 Şubat tarihleri arasında toplam 6 bin 397 paylaşım aldı.
Duygu analizine baktığımızda Güvercin hakkında 2 bin 122 pozitif, 2 bin 499 nötr ve 1768 negatif paylaşım yapıldığını görüyoruz. Pozitif içerikler Zülüf – Kenan ilişkisine yoğunlaşırken negatif içerikler Kevsa Hanım’a ve İpek’e odaklanıyor.
Kelime bulutuna göz gezdirdiğimizde en çok kullanılan kelimelerin “#Güvercin, #EnBüyükHatam” olduğunu görüyoruz.
Konu tekerleğine baktığımızda paylaşımların çoğunun Kenan ve #EnBüyükHatam hashtag’i hakkında olduğunu görüyoruz.
Twitter’da en çok kullanılan hashtag’lerin başını #Güvercin etiketinin çektiğini görüyoruz.
Twitter’da en çok etkileşim alan paylaşımlarsa şöyle;
Bâzen rüzgâra karşı koymak yerine ,
Rüzgârla savrulmayı bilmek gerekir !#enbüyükhatam 🖤🕊#Güvercin 🕊 pic.twitter.com/YpsK9uaaYS
— ₣ Ī Ŀ Ī Ƶ Ċ Ē 🎈 (@_ceylin__) February 9, 2020
Son 2 bölümdür bir şey var bir değişim, kopukluk, karakterlerde tutarsızlık, yeni hikâyeye giriş. Daha Kenan Zülüf olmamışken ikinci kadına gerek var mıydı bilmiyorum. Ben pek hoşlanmadım bu yeni her neyse ondan..
#enbüyükhatam #Güvercin pic.twitter.com/WBnvgMc3Tf— 🔆BüŞrA (@BuSr_A_) February 9, 2020
Aşık olup da değişenlerin en güzeli sensin Ökkeş ❤
En güzel değişim #Patkeş #enbüyükhatam pic.twitter.com/5nbOvvpjtu— Mery Ama Delii (@meryhnmdiyin) February 9, 2020
Ben yoldayım izleyin bana da anlatın kardeşlerim dostlarım #enbüyükhatam @tvdiziguvercin @pastelfilm https://t.co/KD4Hn8lBlY
— Erdal Cindoruk (@CindorukErdal) February 9, 2020
YORUMLAR BU YAZI İÇİN KAPALIDIR