Marianne asla eli boş dönmez

Fotoğraflar: netflix.com

Lizzy bağırdı.
“Sen babam değilsin, cadı Marianne’sin. İsminden saklanamazsın.”
Kalabalığın kahkahası kiliseyi doldurdu. Babası kızına baktı. Bornozunun önünü açtı. Bedenindeki her bir eklemden iğrenç ağızlar fışkırıyordu.
“Ben Marianne, İblisin eşi. Babanı ebediyen ele geçireceğim.”
Lizzy bağırarak, mezmuru okudu. Elindeki ahşap haçı sağa sola sallıyordu. Bu onun savaşı, onun fedakarlığıydı. Sonra yeryüzü yarıldı ve içinden iğrenç, tiksinti verici yaratıklar yükseldi. Cadı Marianne babanın bedeninden seslendi.
“Biliyorsun, elim boş gitmem. Asla!”
Ama Lizzy Larck gülümsedi. Çünkü biliyordu ve kendi ile düşmanını çevreleyen sonsuz gölgeler deryasını görüyordu.

Bu alıntılar ile anlatıyordu Emma Larsimov son kitabını. Kitabının sonunu okuyordu kendisini dinlemeye gelen okuyucularına. Evet sonunu okuyordu. Çünkü aslında hiçbir şeyin sonu değildi henüz. Her şey yeniden başlıyordu.

Emma Larsimov otuzlarında bir yazardı. Korku hikayeleri yazan, ünlü bir yazar. Fakat son kitabının tanıtımında Lizzy Larck’ı öldürdü. Artık korku hikayeleri yazmayacaktı. Ta ki çocukluk arkadaşı karşısına dikilip yazmasını söyledikten sonra kendini asana kadar. Emma arkadaşının korkunç intiharından sonra çocukluğunun geçtiği ve ailesinin de yaşadığı kasabaya, Elden’e gitti. Orada kendisini bekleyen felaketleri bilmiyordu. Emma kasabaya gittiği andan itibaren Marianne tekrar onun kabuslarına gelmeye başladı. Ve Marianne asla eli boş dönmezdi.

Marianne’nin isteği basitti. Emma yazmaya devam edecek, o da dünyanın dört bir yanına kötülük saçacaktı. Emma bu sefer kararlıydı Marianne ile savaşmaya. Ancak bu o kadar da kolay olmayacaktı. Emma sevdiklerini kaybetmek uğruna Marianne’e savaş açarken yanında eski dostları, asistanı Camile ve dedektif Raunan vardı. Ancak aralarından hangileri Marianne’nin kötü ruhuna direnebilecekti? Kasabanın papazı bile Marianne ile savaşmaktan korkuyordu. Çünkü Marianne asla eli boş dönmezdi.

Bu içinizi ürperten satırlar Fransız yapımı bir korku dizisi olan Marianne’i özetliyor. Marianne Samuel Bodin tarafından yaratılan ve yönetilen bir Fransız korku dizisi. Orijinal dili Fransızca olan dizinin bir sezon, sekiz bölümü var. Netflix’ten izlediğimiz Marianne’nin başrollerinde Victoire Du Bois (Emma Larsimov), Alban Lenoir (Raunan), Lucie Boujenah (Camile), Tiphaine Daviot (Aurore), Mireille Herbstmeyer (Madame Daugeron) gibi isimler yer alıyor.

Marianne Fransız yapımı olması ve olay örgüsü ile oldukça ilgi çekici bir dizi. Korku dizilerini seven Netflix izleyicilerinin bir çırpıda izlediğini düşündüğüm dizi, korku dizileriyle arası çok da iyi olmayanların da ilgisini çekebilecek orijinal bir senaryoya sahip. Dizinin Fransız yapımı olmasının bir etkisi var mı bilemiyorum ama sinematografik olarak estetik sahneler izliyoruz dizide. Din, inançlar, aile, dostluk gibi temaların içinden çıkan bir korku dizisi Marianne. Ben korku filmleri ve dizilerini çok ilgi çekici bulmamama rağmen, Marianne beni sürükledi. Korkuttu mu? Evet, korkuttu. Kendi kültürel kodlarımızla çekilmiş korku filmleri beni her zaman daha çok ürkütmüştür. Bu dizide de büyü, inançlar, rüyalar vb. unsurlar nedeni ile Türkiye yapımı korku filmlerine benzer detaylar var. Kimileri Türkiye yapımı korku filmlerini basit ve saçma bulduğunu söylese de inkar etmeyeceğim, beni fazlasıyla korkutuyorlar. Marianne de izlediğimde benzer hisler yarattı. Dizinin Imdb’de 7.6 puan alması, benimle aynı fikirde olanların sayısının çok da az olmadığını gösteriyor.

Marianne sekiz bölümlük bir dizi. Sezonun bölüm isimleri “Rüyanda Gördüklerin”, “Gelenek”, “Kolay Biri Değilim”, “Güzel Bir An”, “Onu Terk Ettin”, “Anılar”, “Bunun İçin Çok Gençtik” ve “Salı” şeklinde. Dizide Emma Larsimov adeta sonun başlangıcını yaşatıyor bizlere.  Birinci bölümün ilk sahnesinde Emma’nın kitabının sonu ve Lizzy Larck’ın ölümüyle başlayan dizi, sekizinci bölümün son sahnesinde bir doğum ile veda ediyor izleyicisine. Ben bu ilginç sonu bir ikinci sezon müjdesi olarak anladım. Umarım kısa zaman içinde Marianne’in ikinci sezonunu izleyebiliriz.

Sosyal Medyada Marianne

13 Eylül 2019 tarihinde Netflix’te gösterime giren Marianne dizisinin 1 Eylül – 14 Ekim arasındaki sosyal medya yansımalarına bir göz gezdirelim. Diziyle ilgili toplamda 660 ileti var. Dizi, Fıstıkçı Şahap adlı bir Twitter fenomeninin attığı tweet ile 15 Ekim’de en yüksek konuşulma hacmine ulaşmış. Korku edebiyatının usta isimlerinden Stephen King, sosyal medya hesabı Twitter üzerinden takipçilerine Marianne’i “Eğer benim gibi korkutulmaktan hoşlanan manyaklardan biriyseniz, Marianne (Netflix) bunu sağlıyor.” sözleri ile önerdi.

Tablo 1: Konuşulma hacmi

Tablo 2: Cinsiyet dağılımı

Tablo 3: Mecra dağılımı

Diziyle ilgili en çok paylaşımın yüzde 41’e yüzde 59 oranla kadın kullanıcılar tarafından yapıldığını görüyoruz. Dizi ile ilgili en çok paylaşım yapılan internet platformu ise Twitter. Yapılan paylaşımların geneli #Marianne ve #Netflix hashtag’leriyle yapılmış.

Tablo 4: Potansiyel görüntülenme

Dizinin potansiyel görüntülenme grafiğini incelediğimizde totalde 3 milyon 754 bin 171’i gördüğünü söyleyebiliriz. Diziyle ilgili paylaşımı en çok etkileşim alan hesapların ise Fıstıkçı Şahap isimli fenomen hesabı ile Netflix Türkiye hesabı olduğu görülüyor. Nouvart, Diziger gibi Twitter hesaplarını kişisel hesaplar takip ediyor.

Tablo 5: Konu tekerleği

Konu tekerleğinde görüldüğü gibi Marianne Dizisi, Korku Dizisi, Uykunuzu kaçıracak dizi gibi kelimeler oldukça sık kullanılmış dizi ile ilgili paylaşımlarda. Yine kelime bulutuna da yansıyan paylaşımları incelediğimizde de Marianne, Korku, Netflix, Uykunuzu gibi ifadelerin sıkça kullanıldığını görüyoruz.

Tablo 6: Kelime bulutu

Tablo 7: Duygu analizi

Duygu analizinde negatif olarak görülen kısımlarda seyirciler çok korktuklarını dile getirmişler. Dizi özelinde değerlendirince yapımın amacına ulaştığını gösteriyor.

Yazan: Çiğdem Subaşı | [email protected]


İLGİLİ İÇERİKLER

YORUMLAR BU YAZI İÇİN KAPALIDIR