Fotoğraf: https://twitter.com/mucizedoktorfox
Seyircinin alışık olmadığı bir kahramanı seyircinin alışık olduğu bir dille anlatarak televizyonun kısır hikâye döngüsünde mucizeler yaratmayı başaran Mucize Doktor‘un üçüncü bölümünü geride bıraktık. Reytinglere bakılırsa izleyici klasik melodramları birer birer sınıfta bırakıp nihayet televizyonda ilginç bir karakter izleyebilmenin zevkine varıyor. Dizinin verdiği keyfi katmerleyen yönüyse ekran başındakilere vadettiği sosyal sorumluluk çerçevesindeki hikâye anlatıcılığı. Gelin sosyal medya verilerinin ışığında dizinin mesajları yerine ulaşıyor mu diye bir bakalım.
Yukarıdaki kelime bulutu 12 Eylül -27 Eylül tarihleri arasında sosyal medyada dizi hakkında en sık kullanılan ifadeleri bizim için bir araya getiriyor. Dizinin tanıtım paylaşımlarını kenara ayırıp yalnızca izleyici yorumlarına odaklandığımızda sosyal sorumluluk bilinci yaratma çabasının seyircide ne şekilde karşılık bulduğunu inceleme fırsatımız oluyor.
İzleyici yorumlarında en sık kullanılan kelimelerden biri “farkındalık”. Peki dizi bu kavramın içini ne şekilde dolduruyor? Düşünce ve davranışımızı dönüştürmekte ne derece başarılı? Hayata karışıp toplumdaki hatalı otizm algısını tamir etmemiz için çantamıza doğru aletleri koyuyor mu? Görünüşe göre evet!
Doğru ifadeler/sloganlar seçmek insanların bir olguyu ele alış biçimini kısa yoldan şekillendirebilir. Hâl böyle olunca dizinin vermek istediği mesajı çoğu zaman replikler üzerinden aktardığını söylersek yanlış olmaz. Sözgelimi dizide seyircinin adalet duygusunu temsil eden Adil karakterinin sözleri sosyal medya yorumlarında oldukça popüler.
Bir çocuk bizim öğrettiğimiz yoldan öğrenemiyorsa,belki de biz onun öğrendiği yoldan öğretmeliyiz #MucizeDoktor otizm farkındalıktır❤️ pic.twitter.com/J6Ae8iaTFU
— Meto (@m_htpp) September 19, 2019
+Otizm bir hastalık değildir sadece beyinleri farklı çalışr.
+Ben çocuklar büyüsün istiyorum. Vaktinden önce ölmesinler.
+Binlerce otizmli genç var karşımzda. Dışarılarda bir kapının arkasında bekliyorlar. Açalım kapıları, buyur edelm içeriye.KALBİMİ BIRAKTIM 💙#MucizeDoktor pic.twitter.com/Ku8eRap1M1
— Dolunay ama Dizicigirl ✨ (@Dolunay4114) September 12, 2019
“Otizm hastalık değil farklılıktır.” fikri sıkça işleniyor. Karakterin “tuhaflıkları” genel olarak kalıplaşmış eğitim öğretim yöntemlerinin işe yaramadığı çocuklar için de bir uyanış yaratıyor. Sarılma örneği üzerinden dizi hem karakterin dokunsal hassasiyetinin altını çiziyor hem de bir şey tek bir biçimde var olmaz, farklılıklara açık olun diyor. Yorumlara bakılırsa çocukların kendi öğrenme yöntemlerine ayak uydurmanın, şikayet etmektense açık kanalları bulup bilgi ve beceriyi oradan akıtmanın gerekliliğini hatırlatan sahneler seyircinin beğenisini kazanmış.
Ali Vefa’nın ağzından duyduğumuz bazı repliklerin de empati kurdurma üzerinden farkındalık yaratmaya hizmet ettiğini söyleyebiliriz. Örneğin Ali Vefa’nın dışlanmışlığını özetleyen bu cümle, duruma zorbalık edilen kişinin perspektifinden bakmamızı sağlıyor.
"Beni evine davet ettiğin için çok teşekkür ederim. Normalde insanlar beni pek istemezler."
Seni istemeyini eşekler tepsin Ali Vefa! 🙂 #MucizeDoktor pic.twitter.com/jxxXhCjZfH— Beklenen Kral (@beklenenkral) September 26, 2019
Kelime bulutunda sıkça kullanıldığını gördüğümüz gözünden kalpler çıkan emoji Ali’nin çok sevimli bulunduğunun kanıtı niteliğinde. Ali Vefa’nın duygularını “İçim üzülüyor” gibi çocuksu bir masumiyet taşıyan repliklerle ifade edişi karakteri daha fazla sevmemizi sağlıyor. Seyirci Ali Vefa’yla duygusal bağ kurarak kendini onun yerine koyuyor, haksızlığa uğradığında kızıp üzülüyor. Yapımın, başkahramanın belirlediği hedefe zorlukları aşarak ulaşma ve bu yolda birlikte yolculuk etme hissini seyirciye geçirmekte oldukça başarılı olduğunu söyleyebiliriz.
Dizi otizmli bireylerin sesler, tatlar, fiziksel temas, koku ve dokulara karşı sahip oldukları yüksek hassasiyetten de bahsediyor. Bu özellikleri yine duygusal kırılma anlarıyla birleştirerek hedeflediği farkındalığı seyircide bir duygu yaratarak kazandırıyor.
Kimseye sarılamayan Ali bir anneye sarıldı, kimseye dokunamayan Ali bir çocuğa dokundu.
Çünkü çocuklar büyüsün, kimse vaktinden önce cennete gitmesin..#mucizedoktor pic.twitter.com/C2h7l1gWUy— Mery (@yagmurtist) September 19, 2019
Dizinin isminde neden mucize geçtiğinden habersiz doktorların zorlu çalışma koşullarından bahseden ve bu zorlukların üstesinden gelmeyi mucize yerine bilimle açıklamayı tavsiye eden bir paylaşıma verilen cevaplar oldukça ilginç. Altındaki yorumlarda karaktere savant sendromundan dolayı mucize doktor dendiği, dizinin ekrandaki klişe hikayelerden sıyrılan bir konusu olduğu ve otizmli bireylerle ilgili farkındalık yaratması açısından faydalı olduğu vurgulanmış. İzlemeden yorum yapılması önyargılı bulunup eleştirilmiş. Burada izleyicinin diziyi sahiplenip savunma ihtiyacı duyduğunu görebiliyoruz.
“Mucize doktor” diye bir dizi yapılmış.
İzledin mi diye soruyorlar?
-Suriye sınırında hekimlik yapmak,
-Bir nöbette 400 hasta bakmak,
-Ölüm tehtidleri ile kapısını kilitleyerek uyumak gibi çok hikayem var benim.
Unutmayın!
Yaptığımız işe mucize deseydik adı “Bilim” olmazdı!!— Dr. Sarper Yılmaz (@dr_sarper) September 22, 2019
Mucize Doktor‘un şimdiye kadar meseleyi doğru noktalardan yakalayarak anlattığını söylemek mümkün. Otizmliler için önemli bir kapı aralayan yapımın şimdiden televizyonun unutulmaz işleri arasına girdiğini söylersek abartmış olmayız sanırım. Emeği geçen herkesin yolu açık ve bereketli olsun.
YORUMLAR BU YAZI İÇİN KAPALIDIR