Zorlu PSM’nin sevilen programı “İbrahim Selim ile Bu Gece”nin konuğu ekranın sevilen yüzü Damla Sönmez oldu. Başarılı oyuncu, programda, yurtdışı deneyimlerinden sıra dışı takıntılarına, şaşırtıcı rüyalarından dostluk ilişkilerine kadar her şeyi tüm samimiyetiyle anlattı.
“Senede 3-4 kere aynı rüyayı görüyorum”
Damla Sönmez, programın sevilen bölümü “Gözlerimin İçine Bak”ta İbrahim Selim’in “Sürekli gördüğün bir rüya var mı?” sorusuna “Var. Hatta dün gece de gördüm. Oyuncu arkadaşlarımla konuştuğumda onlar da benzer rüyaları gördüğünü söylüyorlar. Bir tiyatro oyununun sahneye çıkmadan hemen öncesinde başlıyor rüya. Mekan sürekli değişiyor; bir hangar, park veya daha önce oynadığım bir yer olabiliyor. Tam seyircilerin içeri alınıp sahne ışığı yanmadan önce karanlıkta beklediği bir an vardır ya hani işte o andayız, perdenin arkasındayım, seyirciyi biraz görebiliyorum, adım atmak üzereyim ve uzun bir tirad ile başlayacağım oyuna. Tam cümlelerimi söyleyecekken ‘tek bir kelime hatırlamıyorum’ diye kalıyorum böyle. Arkamı dönsem text orada olsa, şöyle bir gözümle baksam hemen hatırlayacağım ama rüyamda çok uzakta veya ulaşamayacağım bir yerde oluyor genelde ve ben bu rüya ile terler içerisinde uyanıyorum. Senede de 3-4 kere gördüğüm bir rüyadır bu.” cevabıyla İbrahim Selim ve stüdyodakileri oldukça şaşırttı.
“İki farklı oje sürmekten nefret ederim”
Damla Sönmez, İbrahim Selim tarafından sorulan “Günlük hayatını zorlaştıracak bir takıntın var mı?” sorusuna “Zaman zaman oluyor. Günlük hayatımı zorlaştıracak kadar değilse de sette giyinirken önce sağ kol veya ayakkabı giyerken önce sağ ayakkabıyı giymek gibi şeyler diyebilirim. Bunlardan ziyade el ve ayak parmaklarına iki farklı oje sürmekten nefret ederim. Mesela birinde ayağında oje var ama elinde yok veya ikisinde de var ama ikisi de birbirinden farklıysa hiç hoşlanmıyorum.” Yanıtını verdi.
“Küçük Kara Balık ve Şeker Portakalı ilk izlediğim tiyatro oyunlarıydı”
Damla Sönmez, İbrahim Selim tarafından sorulan “Oyunculuk kariyerine 16 yaşında başlamışsın ve piyano, keman ve oyunculuk eğitimlerin de var. Bu süreç nasıl gelişti?” sorusuna “Şöyle esasen tüm bu süreç tiyatro sebebiyle gelişti diyebilirim. Çok küçük yaşta Küçük Kara Balık ve Şeker Portakalı gibi tiyatro oyunları izlerdik ailece ve ben tiyatro tiyatro diye tutturunca ailem yaşım tuttuğu anda beni uygun olan tüm kurslara yazdırmaya başladılar. Derken işte iki sene keman öğrendim ardından piyanoya geçtim, müzikal bölümünü de kazandım ama zaten halihazırda tiyatro okuyordum… Sorbonne Üniversitesi’nde Dramaturji Bölümü’nü okurken oyunculuğa devam etmek için İstanbul’da Yeditepe Üniversitesi’ne geri döndüm. Zaten burslu kazanmıştım ve giderken dondurmuştum okulumu. Dönerken de yeniden yüksek lisans için yurt dışına gidebilirim dedim çünkü artık oynamak istiyordum. Zaten yeniden eğitim için New York Film Academy’e de gittim orada da eğitim aldım ve birçok ülkeye de yine eğitim amaçlı gittim.” yanıtıyla kariyer yolculuğunu İbrahim Selim ve stüdyodakilerle paylaştı.
YORUMLAR BU YAZI İÇİN KAPALIDIR