READING

Ferhat ile hızlandırılmış aşk ve ahşap sanatları...

Ferhat ile hızlandırılmış aşk ve ahşap sanatları

Geçtiğimiz cuma akşamı ekranda uzun zamandır merakla beklediğimiz Ferhat ile Şirin vardı. Dağları delmenin modern dünyadaki yansıması olarak marangozluğu meslek edinen Ferhat Bey, hayatını ele geçiren çocukluk travmasıyla bizi karşıladı. Çarşıda mafyatik evde iyi ablamız Banu, ailenin bütün sanatçı ruhu ve romantizmini tek vücutta toplamış Şirin ve hayatlarına bir anda giren “marangoz şirin” Ferhat…

Meğer bu üçlünün hayatları çok evvelden kesişmiş ama hesaplaşma günü ancak gelebilmiş. İlk bölüm itibariyle birbirinin yörüngesine bir şekilde girip orada sıkışan karakterlerle zorlu bir yolculuğa çıktık. Her şey biraz fazla hızlı oldu sanki ama neyse… Sonuçta zamanla bir diğerini tanıma, sınama ve konumlandırma safhalarından geçildikçe alışırız. Önce öne çıkan karakterlere bir göz atalım:

Ferhat
Sevgili Ferhat bu dünyaya birilerinin aşkosu olmak için gelmiş. Karalı kadınlarına hak vermemek elde değil. Bu sıcakkanlı mert delikanlıya kim olsa kanı kaynar. Kafka okumasıyla Banu’yu şaşırtan, Şirin’inse ilk görüşte kahramanı oluveren Ferhat’ın insanı rahatlatan bir yanı var. Bazı insanlar böyledir, hiçbir şey yapmadan sadece varlıklarıyla güven verirler. Bilirsin ki o telaş yapmıyorsa her şey yolundadır. Ferhat da böyle kale gibi sağlam olanlardan. Dinliyor, anlıyor, önemsediğini hep belli ediyor. Canım benim. Tabii burada Tolga Sarıtaş faktörünün de altını çizmek gerek. Yeteneği, kamera önündeki rahatlığı ve duygularının akışkanlığıyla izleyeni kendine kolayca inandırabiliyor.

Siz insanı FerBancı edersiniz!

Banu
Bayılırım zor güvenen köşeli karaktere… Dizide en merak ettiğim karakter yolculuğu Banu’nunki açıkçası. Sevgi ve şefkatle yumuşamaya aç ama sivri tarafları da parıl parıl parlıyor. Ferhat’a olan hisleri saplantılı bir aşka dönüşürse değmeyin keyfime! Zeki ve güçlü bir kadının üstelik denklemde kızkardeşi varken sınırları zorlamasına ve yaşayacağı iç çatışmanın büyüklüğüne şimdiden heyecanlanıyorum. Kimin kime ne derece güveneceğini, hangi noktada karşısına geçip nerede yanına alacağını ise izleyip göreceğiz.

Yalnız biraz yavaş düşersek Şirin kız…

Şirin
Ailenin özgür ruhlu küçük kızı Şirin sırça köşkünde yıllardır Ferhat’ın gelmesini beklemiş sanki. O hayatına girdiği anda yüzüne renk geldi, yaşadığını anladı kızcağız. Hödük nişanlısına hangi duygusal boşluğunda evet dedi bilmiyoruz ama Ferhat’ın peşini kolay bırakacağa benzemiyor. Bu arada babasıyla ilgili içini döktüğü anlar biraz bu nerden çıktı şimdi dedirtti, keşke o geçişler daha özenli bağlansaymış. Yine de körfezde gün batımını izlerken dolup taşması çok gerçekçiydi. Leyla Tanlar’ın mimiklerini bazen bir tık keskin bulsam da genel olarak o boğulmuş, kendinden taşan genç kızı bize çok başarılı yansıttığını düşünüyorum.

Sadık
Bütün bölüm gözlüklerinin arkasından sinsi sinsi Ferhat’ı izledi. Marifetli bir adam olmasa Banu yanında tutmaz diyeceğim ama biraz sesini duysaydık en azından. Banu’ya yanık mı değil mi henüz anlayamadık ama eğer öyleyse sana kötü bir haberim var Ferhat: Sessizden korkacaksın.

Hüsrev
Hüsrev şöyle bir öksürüp boğazını temizlese her şey düzelecek ve biz onun gerçekten kötü biri olduğuna inanacağız gibi geliyor. Pastil masrafları benden. Ferhat’ın can düşmanları arasında liste başı beyimiz.

Ferhat’ın babasını henüz “Oğlum ne’n var?” repliğinin ötesine geçmediği için pek tanıyamadık. Babaanne dizilerimizdeki evin problematik büyüğü kontenjanından hikâyeye dahil olmuş. Gerçek kötüler masasındaki adamlara gelirsek; hepsi az sonra “İşlek bir caddede telefon dükkanım var.”diyecek gibi duruyorlar. Anlaşılan çok tehlikeli insanlar olduklarını düşünmemiz bekleniyor ama bizi biraz tavır olarak da ikna edebilselerdi keşke.

Karalıların tadilat işi, pusuya düşürüldükleri anda oradan geçiyor olmak gibi tesadüfler hikâyenin inandırıcılığını zora soktu. Eğer bunlar tesadüfî değilse bile biz bunu daha açık görmeliydik sanırım. Bir de tanıtımlardan tasavvuf öğretileriyle kol kola yürüyecek bir hikâye izlenimi almıştım ama açıkçası henüz metinde o derinlikli havayı soluyamadım. Şükür Ferhat tünel ihalesini ilk bölümden aldı da ikinci bölümde hemen çalışmalara başlamasını izleyebileceğiz. Gnossienne no 1 çalarak yaptığınız şık dokunuş da gözden kaçmadı. Herkesin emeklerine sağlık, haftaya görüşmek dileğiyle!

Fotoğraflar: fox.com.tr


İLGİLİ İÇERİKLER

YORUMLAR BU YAZI İÇİN KAPALIDIR