Fotoğraf: TRT
16’ncı bölümüyle ekranlara veda edeceği haberiyle hayranlarını üzen Şampiyon, dördüncü bölümüyle izleyenleri hüzne boğdu. Güneş’in devlet korumasına alınması Kafkas’ı alt üst etti.
Bu bölüm Fırat’ın köşeye sıkışmasında en büyük paya sahip olan karakterlerin başında Mücella geliyordu. İstediklerine ulaşmak için ikili oynamakta herhangi bir sakınca görmeyen yenge, Tansel’le anlaşarak mahkemede Fırat aleyhine yalancı şahitlik yaptı. Tansel’den aldığı parayı Fırat’a vererek göz boyamaya çalışması tam anlamıyla kurnazlıktı. Zira asıl amacı Fırat’ı kendisine borçlu kılıp borcun karşılığı olarak Artvin’deki evin hissesinin kendisine devrini sağlamaktı. Çocuklarının sözde saklambaç oynamak maksadıyla Güneş’i bir dolaba sıkıştırıp hastanelik etmesine rağmen hâlâ yüzü kızarmaması ve hatta çocuklarına, tıpkı kendisinin de yaptığı gibi, yalan söyletmeye çalışması da cabası.
Tansel’den söz etmişken, kendince oluşturduğu mafya imparatorluğu içerisinde Fırat’ı her anlamda savunmasız bırakarak Suna’nın kanına girme planları yerle bir oldu. Her şeyi elde etme hırsıyla birlikte olduğu kadının dahi arkasından iş çevirmesi klasik manipülasyonlarından sadece biri. Fırat’ı en savunmasız olduğu yerden, oğlu üzerinden tehdit etmesi bile ne kadar kötü kalpli biri olduğumuzu anlamamıza yetiyor. Bir yandan abisinin intikamını alıp evdeki durumları düzeltmeye çalışan bir yandan da yardıma muhtaç küçük bir çocuğa umut olmak için didinen Suna da Tansel’in tutarsız davranışları karşısında çıkmaza girdi. Tehditlerinin hedefi olduğu Tansel’le olan ilişkisini gözden geçirdi ve aslında kendini nasıl bir çözümsüzlük içerisine soktuğunu gördü.
İntikam ateşiyle çıkmaza sürüklenen Kerem ise bu bölümde dinginliğe ulaştı. Yaman Hoca’yla bir araya gelmesi onun için büyük bir kırılma noktasıydı. Diğer yandan, Yaman Hoca’yla çalışması, ailesi tarafından dışlanmasına yol açtı. Yaşadığı tüm acıları sineye çekerek ezeli düşmanı gördüğü Fırat’la aynı salonda çalışmaya başlaması kırılganlığının en büyük belirtisiydi.
Bölümün asıl vurucu kısmı olan Fırat ve Güneş ayrılığı, izleyenleri bile savunmasız hissettirdi. Kaş yaparken göz çıkaran baba yalnızca Güneş’i kaybetmekle kalmadı, Zafer ve Yaman Hoca arasındaki aile dinamiklerini de gerdi. Dört bölümdür parasızlık, işsizlik, kalacak yer ve en önemlisi oğlunun hastalığıyla ilgilenen baba şimdi de illegal boks turnuvası yüzünden karakolluk oldu. Polisin işe karışması ise oğlunun devlet gözetimi altına geçmesine yol açtı. Göz bebeğini kaybeden Fırat’ın eli kolu bağlandı; herkesin ortasında yere yığılıp kaldı. Hiçbir anne-baba evladının tırnağına zarar gelsin istemez, elinden alınmasını kaldıramaz. Fırat’ın da sınavı bu oldu. Bakalım Günaltayların desteğini alan kahramanımız oğlunu geri almak için hangi yolu seçecek.
YORUMLAR BU YAZI İÇİN KAPALIDIR