READING

Mucize Doktor’dan sizin payınıza ne düştü?

Mucize Doktor’dan sizin payınıza ne düştü?

Kaynak: akşam.com.tr

Fotoğraf : instagram.com/mucizedoktorfox/

“Nihayet birileri bizim çocukları anlatacak.”

Mucize Doktor’un tanıtımını gördüğümde aklımdan ilk geçen buydu. Kısacık videoyu izlediğimden beri yayın gününü iple çekiyorum. Karbon kopyalarıyla ekranı kaplayan klişe hikâyelerin arasından parlayan bir çift tedirgin gözün varlığı hem güldürüyor hem ağlatıyor. Ali Vefa ekrandan bana bakıyor.

Otizm hayatın bu kadar içinde olunca yakın ya da uzak, hepimiz bir yerine düşüyoruz. Mucize Doktor’un başarısı meseleye en yabancıyım diyeni bile yakalayıp uzaklığını düşünmeye teşvik etmesi. Dizi otizme mesafesi fark etmeksizin izleyen herkeste bir duygu uyandırmayı başaracak biçimde yazılmış, oynanmış ve çekilmiş. Taner Ölmez’in parmaklarının ucuna kadar oynadığı genç, bu dünyayı bilenler için oldukça tanıdık. Fakat önce, izleyince ne hissettiğini hususi olarak merak ettiğim bir grup insandan bahsetmek istiyorum. Mesela:

Yılda bir gün farkındalık için yaptığı sosyal medya paylaşımında “Onlar hasta değil, farklı.” diyen ama çocuğu bir otizmliyle aynı sınıfı paylaşınca “çocuğunun eğitimi olumsuz etkilenen” ebeveyn…

Sokakta, dolmuşta otizmli çocuğunu(muhtemelen öfke nöbeti geçiren) sakinleştirmekte zorlanan ebeveyni cıkcıklayan ya da empati kurduğunu zannederek acıyan ve bir şekilde moral bozmayı başaran vatandaş…

“Bir şeyi yok, okula yollayın geçer.” diyip çocuklara asla geri gelmeyecek o kritik zamanlarını kaybettiren uzman…

“Tedavisi var ama size pahalıya patlar” diye umut tacirliği yapan sözde uzman…

Öğrenci seçmek gibi bir hakkı olduğunu düşünen ve sınıf yönetimi becerilerime bir yenisini eklemek zorunda kalacağım diye ödü kopan eğitimci…

Ali Vefa dolmuşa, restorana, okullara, işyerlerine bir türlü sığdıramadığımız gençlerden yalnızca biri. Dezavantajlı bireylerin ekranda temsil edilmesi o kadar değerli ve doğru ki. Seyirci Ali Vefa’yı tanıdıkça, onun hayatını nasıl yaklaşıp hayatını kolaylaştırabileceğini öğrendikçe bu farkındalık dilden dile dolaşacak diye seviniyorum. Anlaşılmak ve adil davranılmak herkesin hakkı. Onlar da bizimle aynı şeyi istiyor fazlasını değil. Ama bizden istiyorlar. Umuyorum ki Mucize Doktor bize bunu biraz olsun öğretecek.

Dizinin orijinalini bilmiyorum ve hikâyenin yerelleştirme başarısıyla ilgili karşılaştırmalı bir söz söylemem zor. Öte yandan Ali Vefa ve abisinin trajedisi son derece dokunaklı ama sömürüsüz anlatıldığını söylemek mümkün. Karakterlerin hepsini ilk bölümden tanıyıp mizaçları ve niyetleri hakkında fikir sahibi olduk. Kimse kurması gerekenden bir fazla cümle kurmadı. Bu arada Türk seyircisi zaten doktor dizilerini sever. Sağlık hizmetlerine erişmek yakın zamana kadar insanlara epey güç ve mucizevî geldiğinden olsa gerek… Mücadele, farklılık, spontanlık ve yer yer absürt komedi vaat eden duygusu oldukça zengin bir dizi bu. İçeride Ali Vefa’nın reddi oylanırken güvenliklerin kolundan tutup dışarı atması gibi paralellikler de incelikle düşünülerek kurgulandığının göstergesi.

Dizilerin kamu spotuna dönüşmesi taraftarı değilim ama televizyonun kitlelerin eğitiminde çok kullanışlı olduğunu düşünenlerdenim. Umarım Mucize Doktor otizmle yaşamanın gerçekte nasıl bir şey olduğunu bizlere daha uzun zaman anlatır. Tüm ekibin yolu uzun ve keyifli olsun.


İLGİLİ İÇERİKLER

YORUMLAR BU YAZI İÇİN KAPALIDIR