READING

Euphoria: Sıra dışı, yenilikçi ve vahşi

Euphoria: Sıra dışı, yenilikçi ve vahşi

Zendaya, Euphoria, HBO (Fotoğraf kredisi: Eddy Chen/HBO)

HBO’un son bombalarından Euphoria, uyuşturucu bağımlısı genç bir kızın büyüme hikâyesini ele alıyor. Başrolünde Zendaya’nın oynadığı dizide ona Jules rolüyle Hunter Schafer eşlik ediyor. Babasının vefatı üzerine derin bir depresyona giren Rue Bennett (Zendaya), mutluluğu ilaçlarda aramaya başlar. Annesiyle arasında kopuk bir ilişkisi olan Rue’un hayatında birçok şey yolunda gitmez. Yaşadığı kasabaya yeni bir genç kızın taşınmasıyla hayatı hiç beklemediği şekilde değişir.

Sam Levinson yaratıcılığıyla izleyiciyle buluşan yapım ilk olarak 16 Haziran’da yayınlandı ve o tarihten bu yana hayran kitlesi artarak devam etti. Bu durum dizinin özgün bir yapı üzerine inşa edilmesinden kaynaklanıyor elbette. Dizi değil de sekiz bölümlük bir film izliyormuşsunuz gibi bir his yaşatıyor izleyiciye. Labrinth ve Zendaya’nın birlikte söylediği All for Us şarkısı diziye damgasını vuran eserler arasında yer alıyor. Şarkı, dizinin ruhunu eksiksiz yansıtma konusunda oldukça başarılı bir iş olarak öne çıkıyor.

Euphoria, klasik Amerikan gençlik dizilerinden farklı olarak sansürsüz yapısıyla dikkat çekiyor. Zendaya’nın sade ve doğal oyunculuğu da dizinin ön plana çıkmasında oldukça etkili bir rol oynuyor. Rue ile birlikte kah gülüyor kah aşk acısı çekiyor kah depresyonun derinliklerine doğru yolculuğa çıkıyorsunuz. Annesiyle yaşadığı bozuk ilişkisi aslında bizlere temel aile yapısının gittikçe bozulduğunun sinyalini veriyor.

Z kuşağının sosyal medya ve popülarite bağımlığı da hikâyede işlenen konular arasında. Her şeyin sosyal medyada yaşandığı bu dönemde duygusal bir ilişki kurmak ve bu ilişkinin sürekliliğini sağlamak oldukça zor bir hâle geliyor. Dizinin cinsellik, uyuşturucu ve alkol ekseninde şekillenen ilişkileri pek de uzun vadeli olmuyor. Bana sorarsanız bu dizide ön plana çıkan olgu tamamen özgürlük ve insanın kendi olmasıydı. Özgürlük kavramını öyle güzel işlemişler ki dizi bittikten sonra üzerinde çok sık düşündüm. İlişkilerimizde, günlük hayatlarımızda ne kadar özgürüz? Günlük hayatta ne kadar kendimiz olabiliyoruz? Diziyi izledikçe insan bu soruları kendine daha sık sormaya başlıyor.

Dizinin sinematografisinde büyük bir başarıya imza atan Marcell Rév, Drew Daniels, Adam Newport-Berra yapımın kalite çıtası bir hayli yükseğe çıkarıyor. Dizide tercih edilen şarkıların sahnelerle olan uyumunu da oldukça başarılı bulduğumu söylemeliyim. Her bir karakter bizlere hikâyenin farklı bir boyutunu sunuyor. Hikâyelerin sahiciliği ve gerçekçi yapısı dizinin anlatısını daha da inandırıcı kılıyor. Örneğin, Kat rolünü canlandıran Barbie Ferreira’nın cesaretinden çok etkilendim. Kat, dış görünüşü sebebiyle dışlanan ve başkaları tarafından arzulanmak isteyen yetenekli genç bir kız. Dizide bölümler ilerledikçe Kat’in ne kadar değiştiğini, kendi içinde geliştiğini görüyoruz.

Sezon finali bilhassa görülmeye değer bir anlatıya, kurguya ve akışa sahipti. İlk sezonun başarısı, ikinci sezonu garantiledi.

Gelelim teknik incelememize…

Euphoria hakkında ocak ayından bu yana toplam 3 bin 59 ileti atılmış. Dizi izleyicilerden büyük bir ilgi görmüş; özellikle temmuz ve ağustosta konuşulmalar yoğunlaşmış. Dizinin final yaptığı ağustos ayı, konuşulmaların en çok artış gösterdiği dönem olarak dikkat çekiyor.

Tablo 1: Toplam İleti Sayısı

Duygu dağılımını incelediğimizdeyse, öne çıkan içeriklerin nötr olduğunu görüyoruz. Haberler paylaşımlarını ve dizinin uyandırdığı merakı içeren yorumları, nötr içerikli paylaşımların artışının nedenleri olarak yorumluyoruz. Euphoria izleyicisinin en çok endişe duyduğu konu dizinin final yapmasıyken, en çok yakındığı konu da bölümlerin sayıca az olması olarak öne çıkıyor. Pozitif iletilerse genel olarak Zendaya ve özellikle sergilediği başarılı performans hakkında. Pazar günleri yayınlanan dizi hakkında en çok paylaşım Twitter’da ve en çok pazartesi günleri gerçekleşmiş.

Tablo 2: Duygu Dağılım Grafiği

Kelime bulutuna göz attığımızdaysa en çok “HBO, Euphoria, Zendaya, dizisi” kelimelerinin ön çıktığını görüyoruz. Twitter’da paylaşım yapan kullanıcılar en çok sezon finalinin vurucu etkisinden bahsetmişler ve dizinin ikinci sezon onayını aldığını duyan kullanıcılar daha fazla sayıda olumlu yorum yapmaya başlamış.

Tablo 3: Kelime Bulutu

Konu Tekerleğini analiz ettiğimizde görüyoruz ki kullanıcılar Zendaya, HBO, DİZİ gibi konu başlıkları çerçevesinde yorumlarda bulunmuş ve yapımın ilgi çekici yanlarına değinmişler. Özellikle de Zendaya’nın canlandırdığı Rue karakterine hayranlıklarını dile getirmişler… Konu Tekerleğinde dikkatimizi çeken yönelimlerden biri de HBO’nun yenilikçi duruşu. İnternet kullanıcıları kanalın bu hamlesini son derece olumlu bulmuş.

Tablo 4: Konu Tekerleği

Twitter’da çoğu genel olarak pozitif yönde olan yorumlara yeni sezona dair duyulan merak eşlik etmiş. Potansiyel Etkileşim grafiğini incelediğimizde, Euphoria hakkındaki yorumların 12 milyona yakın potansiyel görüntülenme elde ettiğini ve konuşmaların özellikle son dönemde arttığını gözlemliyoruz.

Tablo 5: Twitter – Toplam Potansiyel Etkileşim

Ağırlıklı olarak dizinin birinci sezon başarısının konuşulduğu Twitter’ın en çok etkileşim alan hesaplarına gelirsek, öne çıkanların @euphoriaHBO, @Zendaya, @HBO, @Labrinth söylemeliyiz. Hashtag’lerdeyse #Euphoria, #EuphoriaHBO, EuphoriaFinale, #Zendaya, #Rue öne çıkıyor. En yüksek etkileşimi yakalayan tweet’lerden bazılarını aşağıda paylaşıyoruz.

Euphoria izleyicilerinin cinsiyet dağılımına baktığımızda, kadınların yüzde 61’le kitleyi domine ettiğini görüyoruz. Hikâyesi özgün bir çizgide ilerlese de dizinin cinsellik, uyuşturucu ve şiddet içeren sahnelerinin 18 yaşından küçük gençler için olumsuzluk teşkil edebileceğini not etmeden geçmeyelim.

Tablo 6: Cinsiyet dağılımı

HBO’nun Euphoria’sı farklı bir yapım arayışındakiler için tam anlamıyla bir can yeleği. Zendaya’nın empati kurulabilecek samimi oyunculuğu dizinin başarısını olumlu yönde etkiliyor. Sezon finali, bir final bölümünden beklediğimiz her şeyi veriyor: Son 30 dakikası hikâyeyi bağlayıp izleyenlerin tüylerini diken diken ederken gelecek sezonun nasıl olacağına dair soru işaretleri oluşturmaktan da geri kalmıyor. Kaliteli müzikler ve rengârenk ışıklarla süslenmiş görselliğiyle seyircisini mest eden Euphoria, izlenmeyi kesinlikle hak ediyor.

Keyifli seyirler!

Yazan: Mert Yıldırım | [email protected]

 


İLGİLİ İÇERİKLER

YORUMLAR BU YAZI İÇİN KAPALIDIR